Parolapara İnsan Kaynakları, Organizasyon ve İdari İşler Müdürü Aynur Çelik Parolapara İnsan Kaynakları, Organizasyon ve İdari İşler Müdürü Aynur Çelik

“İnsan odaklı yönetim anlayışını benimseyen şirketler, geleceğin iş dünyasında fark yaratacak.”

Parolapara İnsan Kaynakları, Organizasyon ve İdari İşler Müdürü Aynur Çelik, İnsan Kaynakları çalışmalarının geçmişten günümüze evrilişini ve yarınını değerlendirdi. Özellikle de bir finansal teknoloji şirketinde, uluslararası yaklaşımı benimsemenin önemine vurgu yapan Çelik; insan odaklı yönetim anlayışını benimseyen şirketlerin, geleceğin iş dünyasında fark yaratacağını ve dijital dönüşüm, esnek çalışma modelleri ile veri odaklı İK uygulamalarının organizasyonlarının sürdürülebilir başarısında kritik rol oynamaya devam edeceğini ifade etti.

Gerek Türkiye gerekse de uluslararası düzlemde insan kaynakları, organizasyon ve idari işler alanındaki iş yapış modellerinin gelişim süreçlerini değerlendiren Çelik, ilgili başlıklar altında Parolapara’nın yeni nesil vizyonundan da bahsetti. Keyifli okumalar dileriz.

parolapara

  1. İnsan kaynakları ve organizasyon yönetimi, günümüzde sadece çalışan süreçlerini değil aynı zamanda şirketin DNA’sını da şekillendiriyor. Sizce bir şirketin gerçekten başarılı bir organizasyon kültürü yaratmasının en kritik unsurları nelerdir?

Şirketlerin güçlü bir organizasyon kültürü oluşturması için en kritik unsurların başında şeffaflık, adil bir yönetim anlayışı ve çalışanların kendilerini değerli hissetmeleri geliyor. Çalışanların yalnızca bir iş gücü olarak değil, birey olarak görülmesi de oldukça önemli. Zira, özgürce fikirlerini paylaşabilecekleri, açık iletişimin teşvik edildiği bir ortam yaratmak, çalışanların şirkete olan bağlılığını artırıyor. Bunun yanı sıra, çalışan gelişimini destekleyen, onları dinleyen ve yeniliğe açık bir kültür oluşturmak, uzun vadede hem çalışan memnuniyetini hem de kurumsal başarıyı güçlendiriyor. Biz de Parolapara olarak tüm bu unsurları içselleştirerek, çalışanlarımızın kendilerini güvende ve motive hissettiği, güçlü bir organizasyon kültürü yaratmayı hedefliyoruz.

  1. Şirket içi operasyon ve organizasyon süreçlerini yönetirken en büyük zorluklardan biri, farklı departmanların uyum içinde çalışmasını sağlamak. Sizce, sürdürülebilir ve verimli bir organizasyon yapısı oluşturmanın altın kuralları nelerdir?

Organizasyon yapısının sürdürülebilir ve verimli olmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri, esnek ve yetkilendirilmiş bir yapı kurmaktır. Bu sayede her departman kendi uzmanlık alanında özgürce karar alabilirken, tüm organizasyon ortak hedefler doğrultusunda senkronize bir şekilde hareket edebilir. Bununla beraber, açık iletişim ve geri bildirim kültürü, departmanlar arası iş birliğini güçlendirirken, şeffaf karar alma süreçleri de çalışanların tüm sürece dahil olmasına olanak tanıyor. Öte yandan, teknolojiyi doğru kullanmak ve veri odaklı karar verme mekanizmalarını hayata geçirmek, organizasyonun sürdürülebilirliğini artırıyor. Parolapara olarak, tüm bu unsurları dikkate alarak, çalışanlarımızın birbirleriyle uyum içinde çalışabildiği, verimli ve dinamik bir organizasyon yapısı oluşturmayı hedefliyoruz.

  1. Pandemi sonrası iş dünyasında hibrit ve uzaktan çalışma modelleri yaygınlaştı. Ancak bu yeni düzen, organizasyon ve idari işler süreçlerini de kökten değiştirdi. Sizce hibrit model, uzun vadede gerçekten verimli mi? Ofis kültürünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Hibrit veya uzaktan çalışma modelleri yalnızca doğru şekilde uygulandığında verimli olabilir. Ancak her sektöre ve iş türüne bu çalışma modellerinin uyum sağlaması kolay değildir. Özellikle, bireysel verimliliğin yüksek olduğu iş alanları için hibrit sistem oldukça başarılı olabilir. Ancak ekip içi iletişimin ve yaratıcılığın kritik olduğu sektörlerde, uzaktan veya hibrit çalışma modelleri bazı zorluklar yaratabilir. Bu nedenle, hibrit modelin başarısı, nasıl uygulandığıyla doğrudan ilişkilidir. Çalışanların aidiyet duygusunu sürdürebilmek ve güçlü bir iç iletişim stratejisi oluşturabilmek için düzenli ve yüz yüze etkinlikler yapmak ve dijital platformları etkili bir şekilde kullanmak büyük önem taşır. Sonuç olarak, ofis kültürünün geleceği, fiziksel bağlılığı azaltan ekiplerde iş birliğini güçlendirecek çözümlerle şekillenecektir diye düşünüyorum.

  1. Bir organizasyonda, çalışan bağlılığını artırmak kadar operasyonel süreçlerin sorunsuz işlemesini sağlamak da kritik. Çalışan deneyimini en üst seviyeye çıkaran hem insan kaynakları hem idari işler açısından en başarılı bulduğunuz global uygulamalar neler?

Bence, çalışan deneyimi dediğimiz şey sadece yan haklar ya da şirket içi sosyal etkinliklerle sınırlı olmayan bir kavram. Örneğin, işe alım sürecinden itibaren çalışana verilen değer, bu sürecin etkin yönetilmesi, kişisel ve mesleki gelişim fırsatlarının sunulması gibi noktalara itina gösterilmesi, çalışan deneyimini doğrudan etkiliyor. Bu nedenle rahatlıkla söyleyebilirim ki çalışanların kendi potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri ve seslerinin duyulabileceği bir ortam yaratmak, en iyi çalışan deneyimi uygulamalarından biri.

  1. Şirketlerin insan kaynakları politikaları, çalışanların şirkete bağlılıklarını önemli ölçüde etkiliyor. Sizce, İK süreçlerinde geliştirilmesi gereken en önemli alanlar neler? Globalde örnek alabileceğimiz başarılı modeller var mı?

İK süreçlerinde gelişmesi gereken en önemli alan, veri odaklı karar alma süreçlerinin güçlendirilmesi ve çalışan bağlılığını artırmaya yönelik yenilikçi projelerin hayata geçirilmesidir. İnsan Kaynakları, şirket stratejileriyle uyumlu ve çalışan odaklı bir yaklaşım sergilemelidir. Globalde başarılı model sunan şirketler; çalışan gelişimine yatırım yapan, esnek çalışma modellerini benimseyen ve veriye dayalı İK süreçleriyle çalışan, bununla birlikte de deneyimini sürekli olarak iyileştirendir. Bu tür uygulamalar hem çalışan memnuniyetini artırmakta hem de şirketin başarısına katkı sağlamaktadır.

  1. İdari işler denince çoğu kişinin aklına lojistik, bina yönetimi, güvenlik gibi operasyonel konular gelse de aslında şirketlerin işleyişini ayakta tutan gizli kahramanlar bu süreçleri yönetenler oluyor. Sizce idari işlerin bir organizasyona kattığı en büyük değer nedir?

İdari işler, çoğu zaman göz önünde olmayan ama şirketlerin iç işleyişini sağlayan en kritik alanlardan biri. Bir şirkette her şey düzenli işliyorsa, demek oluyor ki bunun altında iyi yönetilen bir idari işler yapısı var. Zira operasyonel süreçlerin sorunsuz işlemesi, ofis ortamının çalışanları destekleyecek şekilde olması ve şirketin günlük akışının sürdürülebilir kılınması tamamen idari işlerin başarısına bağlıdır.

  1. Bugünün iş dünyasında İK, organizasyon ve idari işler alanları birbirine daha da entegre hâle geliyor. Gelecekte bu alanların nasıl evrileceğini öngörüyorsunuz? Örneğin, teknolojinin bu süreçlere etkisi ne yönde olacak sizce?

Teknoloji artık İK’nın her alanına dokunuyor. Otomasyon sistemleri, yapay zekâ destekli işe alım süreçleri, çalışan performans yönetimi ve veri analitiği gibi konular, önümüzdeki yıllarda İK’nın en fazla yatırım yapacağı alanlar olacak gibi görünüyor. Ancak burada önemli olan nokta şu ki; teknoloji, insan dokunuşlarının yerini almalı mı? Bence hayır. Teknoloji, İK süreçlerini hızlandırmalı ve daha etkin bir hâle getirmeli, evet. Ancak insan faktörünü de göz ardı edilmemeli. Çalışanlar, yöneticileriyle birebir etkileşim kurabilmeye devam etmeli ve kendilerini şirketin bir parçası olarak hissetmeli.

  1. Bir finansal teknoloji şirketinde İnsan Kaynakları departmanını yönetmenin avantajları ve dezavantajları nelerdir, bizimle paylaşır mısınız?

Finansal teknoloji sektörü çok dinamik ve hızlı büyüyen bir alan. Bu yüzden yetenek yönetimi açısından oldukça büyük fırsatlar sunabiliyor. Dezavantajı ise sürekli değişen ve de gelişen bir sektörde, en iyi yetenekleri çekmek ve elde tutmak. Zira bu durum, zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Fintek, teknoloji ve finansın birleştiği bir alan olduğu için hem teknik yeteneklere sahip hem de finans dünyayı bilen adayları bulmak ve doğru yerlerde konumlandırmak büyük bir meydan okuma anlamına geliyor. Aynı zamanda da İK açısından çok öğretici ve stratejik bir alan olduğunu kabul etmek gerekiyor.

  1. Eklemek istedikleriniz…

İK’nın geleceği, insan odaklı bir yönetim anlayışında yatıyor. Çalışanların gerçekten katkı sunabilecekleri ve anlamlı bir kariyer yolculuğu yaşayabilecekleri bir ortam yaratmak büyük önem taşıyor. Gelecekte en başarılı şirketler, çalışanlarına sadece bir iş değil, aynı zamanda gelişim ve kariyer fırsatları da sunabilenler olacak. Bununla birlikte, dijital dönüşüm ve esnek çalışma modelleri, İK ve organizasyon yönetiminin öncelikli konuları arasında yer alıyor. Bu sebeple, kurumların bahsi geçen değişime hızla uyum sağlaması ve çalışan deneyimini en üst seviyeye çıkarması kritik bir başarı faktörü haline geliyor.

Yazıyı Paylaş: